4 Eylül 2010 Cumartesi

 Görünmeyen Siyasi Milad

Lisedeyken devlet kurtarma oyunları oynardık kimi arkadaşlar Leyla ile Mecnunu oynarken.Arka sırada politika yapardık, iktidar eleştirileri ardarda gelirdi.Her daim şu sözle başlanırdı celseye:"Dünyanın önde gelen ülkeleri 50-100 senelik politikaları önceden planlar." Ve hemen ardından Amerika örnek verilir,elli sene sonra bitecek olan petrol rezervlerinin yerine alternatif yeni madenlere ipotek koyacakları eklenirdi.Ardından bizim ülkemizden bahsedilmeye başlanırdı.Üçlü koalisyon ve yaptıkları ( yapamadıkları yani ) nedenini İsrail'e Amerika'ya bağlayan müsteşar,istihbaratçı öğrenciler... İşte Kuvayı Milliye ruhu (Ne ruh ama!)...

Türk siyasetine bakıldığında başbakanın da sık sık bahsettiği siyasi istikrarın bir türlü sağlanamaması...Rakamlara baktığımızda 16 (yazıyla on altı) ayda bir değişen iktidar.Ve bu iktidarın koalisyon şeklinde oluşması ve yine sonucunda iktidar kavgaları,yetki çekişmeleri,bundan yararlanmasını çok iyi bilen terör örgütü,cahil doğu,ukala batı,beceriksiz iktidarlar...

Büyük icraatlarin tarihlerine baktığımızda tamamı değil ama tamamına yakını Adnan Menderes,Turgut Özal ve şu sıralar iktidar olan Recep Tayyip Erdoğan dönemine tekabül ediyor (Süleyman Demirel'i de sayabilirdim ama askeri cuntaya boyun eğmesi icraatlerini gölgede bıraktı ; zaten bir süre sonra şaşırtmadı bizi ve türlü oyunlarda yerini aldı).  Şu aralar Türk  siyasi hayatında  farkında olmadan bir ilkin  altına imza atılıyor.Dün bir televizyon programında başbakanın merkez bankasında 2002'de iktidara geldiğinde 25 milyar lira - rakam yaklaşık - olduğunu şu anda ise 75 milyar olduğunu 2023 senesi hedeflerinin de 1 katrilyon lira olduğunu dile getirdi.Rakamların benim için hiç ama hiç önemi yok.Makamlara kendi eşrafını yerleştirmeyi demokrasi adleden* (YÖK gibi)  iktidarı , yaklaşık 13 yıl sonrasına hedef tayin ettiği için yürekten kutluyorum.Bunun bir milad olarak görüyorum ve bu siyasi politika anlayışının devlet anlayışına dönüşmesini diliyorum.(Tabii ki gelecek olan diğer partilerin -ne yazık ki - işine gelirse...)

Referanduma gelince...Tabii ki gönül rahatlığıyla EVET diyorum...Neden mi ? Çünkü ben en kötü sivil anayasasını en mükemmel darbe anayasasına tercih ediyorum...İktidar yargıyı ele mi geçirecek ?! Bırakın geçirsin ! Şu ana kadar kim geçirmedi ki ?

*Siyasi bir parti liderinin tahlili

KuDReT

Hiç yorum yok: